Gönül Gözü, Ünal Kar, Denemeler
₺150,00Tanıdın mı rehinci, mahcup gülüşlerimi?
Yoksa umudu kesip san mı düşlerimi?
14 sonucun tümü gösteriliyorEn yeniye göre sıralandı
Tanıdın mı rehinci, mahcup gülüşlerimi?
Yoksa umudu kesip san mı düşlerimi?
Ülkelerde, seçimler kazananlara aslında halk “Gel devletsen yöneteceksin sorumluluğu” vererek
“SORUMLULUKLA ÖDÜLLENDİRİYOR”. “Kardeşim haydi artık gel, bir elini yağa, öbür elini bala sok, ye yiyebildiğin, palazlan palazlanabildiğin kadar, devletin gücünü de kafana göre kullan” sorumsuzluğu, aymazlığı değil. Değil ama sanki söylediklerimiz davulcu osuruğuna gidiyor.
Ne anlayan var, ne dinleyen…
Sabret…
Dişliler dönüyor. Sürpriz bir şekilde ve zamanda yerine oturacak. Bu nedenle dişlerin dökülse de sabret…
Dostum Turan Karatepe’nin bu kitabının edebiyat dünyasında farklı açılımlar getireceğine inanıyorum. Tebrik ediyorum kardeşimi.
Yazar Sevhan Beğendi
Ümidimi kesmem asla Allah’tan, Deli gönlüm vuslat eder semahtan, Korkmuyorum Allah için yanmaktan, Hak’tan Hak’a yolculuğum var benim…
Gerçekten, sen kimsin? Bu hayata neden geldin? Sahiden kim olduğunu hiç düşündün mü?…. Ünal Kar, okuyucuyu sıradan bir kitap yolculuğundan çok daha derin, içsel bir keşfe davet ediyor. “HEY! SEN KİMSİN?” yalnızca bir anlatı değil; zihinde yankılanan sorularla dolu, insanı kendi özüne doğru bir yolculuğa çıkaran bir eser.
Hiçbir kutsal kitapta ve kutsal metinde yer almamakla birlikte, kaynağı sözlü gelenekten ve sözlü kültürden dahi uzak olan ritüelleri ve bilgileri, hangi akıl ile inancın göbeğine Hak kelamı diye koyuyorsunuz. Kendini alim diye tasvir edenler, sizlere haşa haşa vahiy mi geldi ki, bir senaryo yazıp, istediğinize de başrol verip oynatıyorsunuz?
1948 yılında Çanakkale’nin Kepez köyünde doğdu. İlk, orta, lise öğrenimini Çanakkale’de, yüksek tahsilini Ankara’da yaptı. Ankara Üniversitesi Devlet Mimarlık ve Mühendislik Akademisi “Kimya Mühendisliği” bölümünden mezun oldu. “Kimya Öğretmenliği”, Otomotiv Sanayiinde “Kalite Kontrol Mühendisliği”, Çimento Sanayiinde “Bilirkişilik”, Sağlık Bakanlığı Dr. Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezinde “Başkan Yardımcılığı” ve Analitik Toksikoloji Laboratuvarları Sorumluluğu görevlerinde bulundu.
1948 yılında Çanakkale’nin Kepez köyünde doğdu. İlk, orta, lise öğrenimini Çanakkale’de, yüksek tahsilini Ankara’da yaptı. Ankara Üniversitesi Devlet Mimarlık ve Mühendislik Akademisi “Kimya Mühendisliği” bölümünden mezun oldu. “Kimya Öğretmenliği”, Otomotiv Sanayiinde “Kalite Kontrol Mühendisliği”, Çimento Sanayiinde “Bilirkişilik”, Sağlık Bakanlığı Dr. Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezinde “Başkan Yardımcılığı” ve Analitik Toksikoloji Laboratuvarları Sorumluluğu görevlerinde bulundu.
Bakmayın nerede fırıldak veya gıllıgışlı bir iş varsa halkımızın “Siyaset” dediğine… Siyaset çok ama çok önemli bir iştir… Bir bakalım mı…
Bu kitap, içinde yer yer kurgular olmasına rağmen genel hatlarıyla Türkiye’nin gençlik, işçi ve köylü hareketleri içinde aktif yer almış 68 kuşağı yöneticilerinden birinin cezaevi sonrası toplumsal yaşam içinde öğretmen, esnaf ve emekli biri olmak yeniden rol alışının çarpıcı bir öyküsüdür.
Şeffaf iplerinin ucunun nereye bağlandığını gözlemleyemediğim enerjisiyle beni havalara uçuran inişsiz bir salıncak yazmak. Olmayan kanatların tedariki. Çocukluğun öğlen uykusundan feragat edip mutfağa koşmak, elindeki margarinle duvarlara harfe pek de benzeyemeyen şekiller çizmenin anısı. Fazlasıyla kendi başınalık hem fiziksel hem tinsel. Tutkulu, coşkulu bir bağımsızlık hissi, var gibi var olmak zindeliği.
Bir insan, olmayan bir şeyi düşünebilir mi? Olmayan bir hayvanı ya da bir insanı veyahut olmayan bir rengi düşünebilir mi? Mesela, doğuştan gözleri görmeyen bir insana, kırmızı rengi nasıl tanıtabiliriz? Renk dediğimiz zaman, bu kişi neyden bahsettiğimiz hakkında bir fikir sahibi olabilir mi?
Antakya’m hoşgörünün başkenti, dillerin ve dinlerin harmanlandığı, kültürel zenginliklerin yanı sıra özel insanların yaşadığı nadide bir şehirdir. Geçmişte defalarca yok olan ve yeniden kurulan bu coğrafya içerisindeki şehir birçok medeniyete ev sahipliği yaptı. Uzun Çarşı’da uzun uzadıya gezmediyseniz ben Antakya’ya geldim demeyin.