Gönül Gözü, Ünal Kar, Denemeler
₺150,00Tanıdın mı rehinci, mahcup gülüşlerimi?
Yoksa umudu kesip san mı düşlerimi?
137 sonuçtan 1-16 arası gösteriliyorEn yeniye göre sıralandı
Tanıdın mı rehinci, mahcup gülüşlerimi?
Yoksa umudu kesip san mı düşlerimi?
Ülkelerde, seçimler kazananlara aslında halk “Gel devletsen yöneteceksin sorumluluğu” vererek
“SORUMLULUKLA ÖDÜLLENDİRİYOR”. “Kardeşim haydi artık gel, bir elini yağa, öbür elini bala sok, ye yiyebildiğin, palazlan palazlanabildiğin kadar, devletin gücünü de kafana göre kullan” sorumsuzluğu, aymazlığı değil. Değil ama sanki söylediklerimiz davulcu osuruğuna gidiyor.
Ne anlayan var, ne dinleyen…
UÇURUM
İhanetin ve ölümün gölgesinde ilerlerken kimin dost, kimin düşman olduğunu asla bilemeyeceksiniz!
UÇURUM,
Sisle içinde arkana bakmaya cesaretin varsa gerçekleri bulmanız için sizi çağırıyor
Sabret…
Dişliler dönüyor. Sürpriz bir şekilde ve zamanda yerine oturacak. Bu nedenle dişlerin dökülse de sabret…
Quand l’art et la mort se confondent, jusqu’où peut-on aller avant de se perdre définitivement dans l’ombre ?
Sanat ile ölümün birbiriyle kaynaştığı zaman, sonsuza dek gölgede kaybolmadan önce ne kadar ileri gidebiliriz?
Şiir, kelimelerle dokunan bir duygu harmanıdır. Bazen bir çığlık, bazen bir fısıltı; bazen bir umut, bazen de bir hüzün olur. Bu kitap, üç farklı ruhun aynı tutku etrafında buluşmasının bir ürünü olarak doğdu. Her biri kendi rengini, sesini ve hayalini satırlara döktü, birbirinden farklı ama aynı heyecanla yüklü dizelerle.
Neden kadın erkeğin namusudur da erkek kadının namusu değildir? Namus tende midir gerçekten, yoksa tinde midir? Neden kadın kendinin namuslu değildir? Neden erkek özgür iken kadın değildir? Neden… Neden… Neden?
Küçük bir çocuğun büyük hayallerine ve azmine tanıklık etmek istiyorsan, bu kitap tam sana göre.
Haydi, Cücü’nün gözünden bakmayı dene… Belki senin de aklında bir soru vardır: Bu ne?
Her şeyi merak eden, dünyaya bambaşka gözlerle bakan küçük bir çocuk düşünün: Cücü!
Onun için yüz asmak, gerçekten bir yüzü mandalla asmak demek. “Kurtlarını dökmek” deyince gözleriyle yerde kurt arıyor. Büyüklerin sözleri, davranışları, çelişkileri… Hepsi onun zihninde yeniden şekilleniyor
Dostum Turan Karatepe’nin bu kitabının edebiyat dünyasında farklı açılımlar getireceğine inanıyorum. Tebrik ediyorum kardeşimi.
Yazar Sevhan Beğendi
Onun yüreği kalbimin avuçlarındaydı,
Benim ona verebilecek pek bir şeyim yoktu.
Ben bir toprak parçasıydım
Ona kalbimi versem
Onun yüreği sahipsiz kalacaktı.
Sizi gördüm İzmir’de neşeli ve şen
İlginizi esirgemediniz anne şefkatiyle
Yağmur damlaları bile kesemedi sıcaklığınızı
Abla anne oldunuz yüreklerde sevinçle
Her masada ayrı bir şevk ayrı bir nefes oldunuz
Gülücükler etrafa mutluluk saçtı durmadan
Emek verdiğiniz dostluklar görülmeye değerdi
Cömerttiniz her dosta sıkıca el açarak
Eşsiz bir anneydiniz biricik kızınızla
Mutluluklar eksilmesin yüreğinden can ablam
Bu araştırma, İstanbul Adalarındaki fayton tartışmalarını hayvan hakları ve toplumsal hareketler literatürü üzerinden Büyükada’ya odaklanarak inceliyor. Araştırmacı, araştırma konusunun hukuk, kent, siyaset, turizm, sivil toplum, göç, hemşeriliğe dayalı enformel ilişki ya da mafyatik ilişki ağları, medya, ekonomi, ulaşım, güven, kültür gibi birbiriyle ilişkili farklı boyutlarına insan zulmüne uğramaktan kurtulamayan fayton atlarını ihmal etmemeye çabalayarak dikkat çekiyor
Bir mevsimin adını taşıyan bir kadın.
İçinde bir ömür biriktirmiş, acının sessizliğinde büyümüş.
Sevgisini hep içinde saklamış, en çok da kızına, Masal’a sarıldığında hayata tutunmuş.
Bir yanda Mert’in gecikmiş pişmanlığı,
Bir yanda Bahar’ın solan düşleri,
Ve çınar altında yeniden filizlenen umutlar…
Ümidimi kesmem asla Allah’tan, Deli gönlüm vuslat eder semahtan, Korkmuyorum Allah için yanmaktan, Hak’tan Hak’a yolculuğum var benim…